Beynimiz, IQ, EQ

Post Image

Beynimiz, IQ, EQ

İnsan doğası gereği  fiziksel yapısının ardındaki; zihinsel, duygusal, içgüdüsel ve ruhsal özelliklerinin bir bütünüdür. Yani görünenin ötesinde özelliklere sahip varlıklarız. Bizi diğer canlılardan ayıran da esasen bu bütünsel olgudur.

Kendimizi tanımak ve anlamak için; yaşamsal fonksiyonlarımızı kontrol eden, bilgileri duyularla alan, işleyen, birleştiren, yorumlayan, hareket etmemizi sağlayan, düşünce, duygu ve davranışlarımızı yürüten, üstün bilişsel fonksiyonlarımızı kontrol eden; en büyük gücümüz beynimizi tanımak ve anlamak gerekir.

Beyin sürekli gelişime ve güncellenmeye açık, çoklu görev üstlenen, yaşayan bir bilgisayar gibidir.

Beyin yapımız 3 katmandan oluşur; Sürüngen Beyin, Duygusal Beyin, Düşünen Beyin.

Sürüngen Beyin; kalp atışı, solunum, uyku, yeme-içme, vücut ısısı, kan basıncı ve sinir sistemimizi kumanda eden, yaşamsal faaliyetlerimizi yürüten beynimizdir. Buna ilkel beyin ya da alt beyin de denilmektedir. Bizi hayatta tutan fakat düşünemeyen beyin kısmıdır.

Limbik Sistem/Duygusal Beyin; duyuların ve duyguların merkezidir. Kalp ile bağlantılı olan beyin yapımızdır. İçgüdesel davranışlar, duygular, sosyal ilişkiler, insani değerlerin (empati, sempati, his, şefkat vb.)  yönetildiği beyindir. 

Neokorteks/Düşünen Beyin; mantık, analiz eden, karar veren, düşünen, problemleri çözen beyin kısmıdır. Biliçli beyin ya da üst beyin olarak da bilinmektedir.

Neokorteks, üst beyin yapısı sağ ve sol olarak ikiye ayrılır ve korpus kallozum adı verilen bağ ile  birbirlerine tutunurlar.  Sağ taraf, duyu ve duyguların kaynağı olan, limbik sistem ile bağlantılıdır.

Sol beyin ve sağ beyin tarafından yürütülen; düşünme, akıl yürütme, kavrama, sonuç çıkarma, çevre ile uyumlu tepki gösterme yetenekleri zekamızı belirler. Matematiksel/mantıksal zeka, görsel zeka, bedensel, müzik zekası, doğaya dönük zeka, sosyal zeka, içsel zeka, sözel zeka becerileri çoklu zeka modelidir.  Bunlardan matematiksel/mantıksal zeka türü sol beyin (bilişsel zeka) tarafından yürütülürken, diğer zeka türlerinin hepsi sağ beyin (duygusal zeka) tarafından yürütülmektedir.

Hayatın her alanında başarıyı elde etmek için birlikte çalışması gereken bilişsel ve duygusal zeka olarak tanımlanan sol ve sağ beyin özelliklerine bir bakalım.

Sol beyin, bilişsel zekanın yönetim merkezi iken, sağ beyin duygusal zekanın yönetim merkezini oluşturmaktadır. Buna göre;

IQ-Bilişsel Zeka;  sol beyin tarafından yönetilen bilişsel zeka bu beyin tarafından yönetilen becerileri, hayata geçirme kabiliyetidir. Geleneksel, zihinsel  ya da entelektüel zeka olarak da bilinmektedir. Mantıksal ve matematiksel, rasyonel, tümevarım, akademik ve bilimsel konular, detaycı, planlı, konuşma yetileri bu zeka türü ile ilişkilidir. Eğitim hayatımız boyunca bizlere verilen bilgilerle bilişsel zekamızın gelişimi sağlanmaya çalışılmış ve çoğu meslek dalında toplumun sadece bilişsel zekasına yatırım yapılmıştır. Dolayısıyla en çok bilinen zeka türüdür.

QE-Duygusal Zeka; sağ beyin tarafından yönetilen duygusal zeka ise bu beyin tarafından yönetilen becerileri, anlama, işleme ve hayata geçirme kabiliyetidir. Duygusal, sezgisel, tümdengelim, yaratıcılık, anlama, insani özellikleri taşıyan ( empati, sempati, his, şefkat), konuşmayı anlama, yorumlama, hayal gücü, yetenekleri duygusal zekamızı belirler. Kendi duygularını tanıma, başkalarının duygularını tanıma, duyguları birbirinden ayırt etme, duyguları düşünce ve davranışlarda doğru biçimde kullanabilme kabiliyeti duygusal zekanın görevidir. Diğer tüm becerilerin gelişiminde de bu temel beceri yer almaktadır. Yani, olaylara takılı kalmayıp devam edebilmek, başkaları ile ilişkileri sürdürmek ve güçlendirmek, hayat kalitesini arttırmak, detaylarda boğulmadan bütünsel bakabilmek, içsel motivasyonu sağlamak ve diğerlerinin motive olduğu yerleri görebilmek, başkalarını kendi istekleriniz doğrultusunda yönlendirebilmek ve yönetim becerilerinin temelinde duygular vardır. Bu yetiler için ise duygusal zeka yeterliliği gereklidir.

Kişilerin gün boyunca yaşadığı duygu yoğunluğu ve çeşitliliği üzerine yapılan araştırmaya göre; insanoğlunun uyanık geçirdiği her saatte ortalama 27 çeşit duygu hissettiği ortaya konulmuştur. Her gün 17 saat uyanık kalındığı varsayımı ile; yattığı ana kadar 456 çeşit duygu deneyimi yaşamaktadır. Bu duyguların çoğunun ise işyerinde gerçekleştiği görülmüştür.

1 saat içinde 27 çeşit duygu deneyimi, zihni ele alıp, eylemleri ve düşünceleri şekillendirebilmektedir. Bu duygu yoğunluğundan kaynaklı büyük bir güç oluşmaktadır. Bu gücü lehimize kullanmak için ise duyguları tanımak, ayırt etmek, yöneterek, düşünce ve davranışlarda doğru kullanmak gerekmektedir. Bu da duygusal zeka gelişimi ile ilgilidir.

Duyguların kaynağı önemli değildir, önemli olan duyguları lehimize çevirmektir. Lehimize dönüştüremediğimiz duygular yıkıcı duygular oluşturarak düşünce ve davranışlarımızda aleyhimize çalışmaya başlar. Duyguların bedende kaybolmaması da kişiyi daha çok yıkıcı duygulara çekmekte ve hastalıklara dahi neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumdadır.

Duygusal zeka ile bilişsel zeka yetenekleri birbirinin karşıtı değildir. Yaşamda bu iki kavram etkileşim halinde, iç içe ve birbirlerini destekler. Bir insanın zeki denilecek nitelikte olması için sadece bilişsel zekasının değil, duygusal zekasının da yüksek ve birlikte işliyor olması gerekir. Bir kişide duygusal zeka, bilişsel zekayı destekler ise, bilişsel zeka keskinleşir, tatminlik  ve başarı artar. IQ tek başına başarı ve mutluluk için yeterli olmamaktadır. IQ işe girmeye yararken, işte kariyer elde etmeyi EQ sağlamaktadır. Sadece IQ seviyesinin yüksek olması, iş yaşamında, kişisel yaşamda, özel yaşamda ve sosyal yaşamda, başarılı olmaya yetmemekte, EQ nun desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Maalesef eğitim sistemimiz bu zamana kadar, tamamen sol beyin özelliklerini geliştirmeye yönelmiştir. Matematik, fen, mantık ve dil becerilerine ağırlık verilmektedir. Bizler, muhakeme, hayal gücü ve estetik bakış açısından yoksun yetiştirildik. Hâlbuki sosyal zekâyı oluşturan bu unsurlar, başarıları için çok önemli taşlardır. Asıl ihtiyaç, insanların duygusal zekalarını arttırmalarına yardımcı olmak için yapılması gerekenlere yönelik yeni bir düşünce tarzıdır.

Bu yüzden bütünsel bir yaklaşım benimsemek geleceğin insanı, kurumları, yöneticileri ve çalışanları için elzem görülmektedir.

Geri
Nasıl Farkındalıkla İletişim kurarız?
İleri
Devamı Yok

Holistic Management Approach

Bütünsel Gelişim ve Yönetim

Çok boyutlu değişim ve dönüşüm dünyasındaki etkinizi, Bütünsel Gelişim ve Yönetimle yükseltiyoruz.

Sayfalar